Перейти к содержанию

Orta Asya ülkeleri ve Azerbaycan, Fransız medyasının odağında

Bu yıl 01-15 Şubat tarihleri arasında Fransız medyası, Orta Asya ülkeleri hakkında 25,  Azerbaycan hakkında ise 45 makale yayınladı. Orta Asya’daki makaleler çoğunlukla nötr bilgilendirici nitelikteyken, Azerbaycan hakkındaki materyallerin %5’i olumsuz niteliktedir. Dikkat çekici olan, olumsuz nitelikteki 13 makaleden 7’sinin Twitter’da Le Figaro gazetesinin  gazetecileri tarafından yayımlanmasıdır. 

Orta Asya ile ilgili makalelerin sayısal dağılımı aşağıdaki gibidir: 

  • Türkmenistan — 11; 
  • Kazakistan — 7; 
  • Tacikistan — 3;
  • Özbekistan- 3;
  • Kırgızistan — 1. 

Orta Asya önemli bir stratejik bölgedir. Doğal olarak, dünya fikirlerinin gidişatını aktif olarak  etkilemeye çalışan Fransa, öncelikli olarak yerel işletmelerle işbirliğini destekleyen kilit  bölgelerden birinde olmayı hedefliyor. Bölgenin en büyük ekonomik ve insani potansiyelinin  yoğunlaştığı Orta Asya kalkınmasının itici gücü Kazakistan’dır. 

Fransa’nın, 10 yıldan fazla bir süre önce Kazakistan ile stratejik bir ortaklığa giren  Avrupa’daki ilk ülke olduğuna dikkat çekilmelidir. Bugün, bağımsız olduğu yıllarda Kazakistan  ekonomisine yapılan yatırımlar açısından ise üçüncü ülkedir. Aynı zamanda Fransa,  Kazakistan’ın ana ticaret ortaklarından biridir. 

Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan gibi diğer ülkeler için işler farklıdır. Öncelikle bunlar çok  daha küçük ülkeler olduğu için pazarları çok daha dar ve finansal imkanları kısıtlıdır. Azerbaycan’a gelince, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki savaşın, Paris ile Bakü  arasındaki ikili ilişkileri bozduğu bilinen bir gerçektir. Yine de bu gerginliklere rağmen iki ülke  arasındaki ilişkiler gelişmektedir. Bölgesel ve uluslararası öneme sahip konularda açık siyasi  diyaloğun yanı sıra, eğitim, kültür, ekonomi ve turizm alanlarında da işbirlikleri  yapılmaktadır. Ancak Fransız medya içeriklerindeki olumsuz notlar hala hissediliyor. Şubat ayının ilk 15 günü boyunca en çok şu konular işlendi: 

Orta Asya: 

  • Kazakistan’da Ocak ayı etkinlikleri; 
  • Türkmenistan’da cumhurbaşkanlığı seçimleri; 

Azerbaycan: 

  • Azerbaycan’ın doğal gaz arzı konusunda AB ile işbirliği; 
  • Ermeni mirasının Azerbaycanlılar tarafından yok edilmesi; 
  • 8 savaş esirinin Azerbaycan tarafından kurtarılması. 

ANA SONUÇLAR 

1) Rusya’nın Kazakistan krizi ve tüm bölgedeki rolüne dikkat çekmek 

Fransız medyası Kazakistan’da gelişen Ocak ayı olaylarını incelemeye devam ediyor. Ve  hepsi bu olaylardan sonra Rusya’nın hala bölgedeki mutlak ve kaçınılmaz tek güç olduğu  dersinin çıktığı konusunda hemfikir. Kazak seçkin liderler için çok değerli olan, çok yönlü bir dış politika söylemi (yani, Rus boyunduruğundan kurtulmuş dengeli bir dış politika ilkesi)  parçalanıyor. 

Gerçekten de Rusya, sadece birkaç saat içerisinde Kazak seçkinlerine ve Kazakistan’ın  diğer tüm ortaklarına Rusya olmadan ülkenin uçuruma sürükleneceğini gösterdi. Moskova,  Kazakistan krizi aracılığıyla diğer Orta Asya ülkelerine “ Rusya olmadan istikrarın  olamayacağı “ mesajını açıkça verdi. 

Rusya’nın bu hareketi, SSCB’nin çöküşünden bu yana “yakın yurt dışında” Moskova ile  rekabet etmeye çalışan diğer ülkelere de bir darbe oldu. 

Rusya’nın müdahalesi, Kazak cumhurbaşkanının bağımsızlık hayallerini azaltmayı  amaçlıyordu. Baskıcı operasyonların sona ermesinden ve Tokayev rejiminin  konsolidasyonundan sonra, ülke, Moskova’ya daha bağımlı olacaktır. Rusya, Batı etkisi  altındaki tüm eski cumhuriyetlerde; Ukrayna’da gerilim stratejisi uygulayarak, Kafkasya’da  arabuluculuk yaparak ve Kazakistan’daki tartışmalı cumhurbaşkanlığını savunarak, kendi  etkisini egemen kılmaya çalışıyor. 

Boulevard Extérieur gazetesi gazetecilerinin fikirlerine göre: 

«Rusya’nın isteği, gücünü genişletme amacıyla bir imparatorluk yaratmanın yanı sıra, bu  hayati alanlarda, güvenliği ve stratejik pozisyonu için yabancı etkisini de kontrol altına almak  (sadece Amerika değil, aynı zamanda Türk ve Çin)” 

 

Burada şunlara dikkat edilmelidir: 

Pekin için Rusya — Orta Asya’da istikrarı garanti eden bir güçtür. Bu da Çin’in ekonomik  projelerini, özellikle de tüm Sovyet sonrası alanlardan geçen Yeni İpek Yolu projesini  uygulamasına izin vermektedir. Çin için, zamanında kontrol edilmediği takdirde kendi  topraklarında, özellikle Orta Asya halklarının akraba azınlıklarının yaşadığı Sincan eyaleti  gibi Orta Asya’ya komşu bölgelerde çıkabilecek bir halk ayaklanmasından daha kötü bir şey  olamaz. . 

Çin’in aksine Türkiye, Kazakistan’daki krizden rahatsız. Ankara, Orta Asya ülkeleriyle, Türk  nüfusu ile bu ülkelerin nüfusu arasında otuz yıldır var olan etnik ve dilsel akrabalık temelinde  bağlar kurmaya çalışmaktadır. 

2) Türkmenistan’da erken seçimler. Babadan oğula yetki devri 

Bildiğiniz gibi 15 yıldır Türkmenistan’ı yöneten 64 yaşındaki lider Kurbankulu  Berdimuhammedov, ülkenin «genç liderlere» ihtiyacı olduğunu söyleyerek, görevi oğluna  devretme niyetini ima etti. 

Eski Sovyet Orta Asya’daki bu münzevi ülkenin seçim komisyonu sözcüsü Bezergen Garaev dedi:

«Başkan bize 12 Mart’a kadar erken cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanmamız talimatını  verdi»

 

Cumhurbaşkanının tek oğlu, 40 yaşındaki Serdar, şu anda ekonomiden sorumlu başbakan  yardımcısıdır ve son derece sembolik olan Ahal-Teke atları derneği başkanlığını babasından  devir almıştır. 

3) Azerbaycanın, Avrupa’ya doğal gaz arzını artırma olasılığı

Ukrayna çevresindeki gerginlik nedeniyle Avrupa Birliği, ülkelerinde doğabilecek gaz tedariki  probleminden korkuyor. Rusya, 27 ülke tarafından tüketilen doğal gazın üçte birinden  fazlasını sağlamakta. Gazlar avrupaya Ukrayna üzerinden gelmekte. Bu konuda diplomatik  müzakerelere paralel olarak Brüksel ve hatta Washington, Avrupa için alternatif doğal gaz  kaynakları arıyor. 

04.02.22 Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Bakü’de düzenlenen Güney Gaz  Koridoru Danışma Konseyi çerçevesinde VIII. bakanlar toplantısına katılan Avrupa Birliği  Enerji Komiseri Kadri Simson başkanlığındaki heyeti kabul etti. Toplantıda, Avrupa Birliği ile  Azerbaycan arasında «yeşil enerji» alanı da dahil olmak üzere enerji sektöründe işbirliği  geliştirilmesi konusunda fikir alışverişlerinde bulunuldu. 

4) Ermeni tarafının 44 gün savaşının kurbanı olarak temsil edilmesi 

Makalelerde Azerbaycan’a karşı açık şekilde olumsuz tutum bulunmaktadır. Ama bunun  önemli bir nedeni var. Kaba tahminlere göre Fransa’da 500 bin ermeni bulunmakta. Ülkenin  sosyo-politik yaşamı üzerindeki etkilerinin derecesi hakkında konuşmaya gerek yok.  Ermenilerin , geçen yıl ki savaşı objektif şekilde anlatmaya “cesaret eden” Fransız TF1  kanalını, hikayeyi TV kanalının web sitesinden kaldırmaları için nasıl tehditler ve  ültimatomlarla zorladıklarını hatırlamak yeterli. 

7 Şubat 2022’de Fransa’da 2022 cumhurbaşkanı adayı olan Christian Tobira, Fransa’daki  Ermeni cemaati tarafından oluşturulan Ermeni web sitesine bir röportaj verdi. Röportaj  sırasında şunları söyledi: 

 “Fransız diplomasisi, kırk dört günlük savaş boyunca Azerbaycan tarafını asla kınamadı.  Düşmanlıkların patlak vermesinin nedenini belirsiz tuttu ve hiç kimse, tarafsızlığını haklı  çıkarmak amacıyla Azerbaycan’ın hatasından şüphe etmedi. Elbette, Türkiye’nin girişimiyle  Azerbaycan ordusunu desteklemek için cihatçıların gönderilmesini kınadı, ancak bundan  herhangi bir sonuç çıkarmadı.”

Добавить комментарий

Ваш адрес email не будет опубликован. Обязательные поля помечены *