Перейти к содержанию

Kitlesel cinayetler ve tecavüzler- Ermeni askerlerinin Orta Asya’daki «başarıları»

Tüm yerleşim yerlerinin yok edilmesi, katliamlar, tecavüzler ve soygunlar -resmî belgelere göre, Ermeni askeri birliklerinin Orta Asya’daki faaliyetlerinin sonucudur.

7 Ocak’tan itibaren, Ermenistan Silahlı Kuvvetlerinin birliği Kazakistan’da faaliyet gösteriyor. KGAÖ Genel Sekreteri Stanislav Zas’ın ondan önceki gün söylediği gibi, bu ordu birimlerinin silah kullanma hakkı var.

Ermeni ordusuna Orta Asya topraklarında böyle bir hak verilmesi ilk defa değildir. 1918-1919’da birçok şehir ve kışlakta Sovyet hükümeti, Ermeni “Taşnaksutyun” Partisi’nin silahlı kuvvetlerine güveniyordur. Askeri birlikleri şimdiki Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan topraklarının büyük kısmında faaliyet gösteriyordur. Taşnakların ana kalesi Fergana İlçesiydi.

Böylece Şubat 1918’de Hokand’ta bu silahlı oluşumlar, Orta Asya Türk halklarının demokratik temelde bağımsız devlet kurmanın ilk girişimi olan Türkistan Muxtoriyati’nin yıkılmasında önemli rol oynadı. Hokandın ele geçirilmesi sırasında tüm dükkanlar yıkılmıştır, mümkün olan her şey depolara götürüldü, geri kalanı yakıldı. Katliamlar gerçekleşti”,- Türkistan komünistlerinin lideri Turar Rıskulov, 1925’te Taşkent’te yayınlanan «Devrim ve Türkistan Yerli Nüfusu» (s. 107) koleksiyonunda görgü tanığının ifadelerini aktardı.

«…Sonraki on iki ay içinde, silahlı Ermeni birimleri, yerli nüfusa karşı karşı verilen acımasız savaşın neredeyse yeri doldurulamaz bir parçası haline geldi», 2005 yılında Moskova’da yayınlanan «Büyük bir gücün trajedisi: ulusal sorun ve Sovyetler Birliği’nin çöküşü” monografisinde not edildi. Sovyet döneminde Alma-Ata’da yayınlanan İç Savaş dönemi resmî belgelerinden de anlaşıldığı gibi, 1918 yazında Hokand’daki Ermeni askeri birliğinin sayısı 475 kişiye ulaştı.

Aynı zamanda, aynı belgelerin tanıklık ettiği gibi, Semerkant’taki Ermeni garnizonu «yerel Sovyet gücünün bel kemiği» idi.

Haziran 1918’de silahlı Taşnak birlikleri Oş’a saldırdı. Kasım ayında aynı birlikler Celal-Abad şehrine de saldırdılar. Bir ay sonra, İtalyan tarihçi ve araştırmacı Buttino’nun dile getirdiği gibi, Hanul-Abar kışlağında Ermeniler bütün kadınları kaçırdılar ve onları Andican kalesine ganimet olarak götürdüler».

Aralık 1918’de Taşkent’te özel görev ajanı olan Seydalin, «Komünistlerin bayrağı altındaki Ermeni ulusal partisi “Taşnaksutyun”, Andican’da egemen rol oynuyor…» dedi.

Şubat 1919’da Taşnaklar, şimdiki Kırgızistan’ın Celal-Abad şehrinin topraklarında Suzak’ı ele geçirdi. Bu kışlak kuşatıldı ve ateş edildi. Nüfus evlerini bırakıp nehir yatağına sığındı, burada makineli tüfek ateşi altında tamamen yok edildi, ardından bir ay boyunca cesetleri köpekler tarafından götürüldü – 1925’te Taşkent’te yayınlanan «İntihal ve Türkistan’ın yerli nüfusu» belgelerinden birinde belirtilmiştir. Aynı kaynağa göre, yakındaki Hokand-kışlak Taşnaklar tarafından yakılmıştır.: «Kışlaktan kaçan nüfus  20 verst takip edilerek tamamen yok edildi.»

Türkistan komünistlerinin lideri Turar Rıskulov, Eylül 1919’da «hiç duyulmamış vahşetlerde bulundukları » diye vurguladı.

Türkistan’ın önde gelen Sovyet isimlerinden Karp Sorokin, aynı yıl kamuoyuna itiraf ederek, «Müslümanlardan her şey alınıyor ve sadece bu değil, aynı zamanda katlediyorlar» dedi.

Fergana İlçesinde, özel görevler için bir ajan olan Seydalin  «İş gezisinde gittiğim tüm şehirlerde Ermenilerle ilgili şikayetleri dinlemek zorunda kaldım. Şikâyetçilere göre Taşnaklar’ın «Müslümanlara muamelesi, efendilerin kölelere muamelesini temsil ediyor: Müslümanlar sadece vatandaş olarak değil, hatta insan olarak da kabul edilmiyorlar, insanlık onurları her adımda aşağılanıyor – bunun sonucu olarak karşılıklı nefret oluşuyor» – geziden sonra yetkililere rapor etti.

Modern İtalyan tarihçisi Butinno, «Ermenilerin uyguladığı baskılar son derece acımasızdı» diye vurguluyor.

Şubat 1919’da Ermeni birlikleri eski Andican kentinde aramalar yaptı. Bir hafta süren aramalara hırsızlıklar, cinayetler ve tecavüzler eşlik etti. Genç kızlar Ermeniler tarafından eski şehirden arabalarla kaleye götürüldü… Ermeniler, yaptıkları zulmü haklı çıkararak, Fergana’nın tüm Müslüman nüfusunu öldürseler bile Müslümanların Ermenileri öldürdüğü kadar ölüler olmayacağını söylediler. Araştırmacı, 2007’de Rusça tercümesi yayınlanan «Ters Devrim» adlı çalışmasında arşiv materyallerine dayanarak yukarıda adı geçen İtalyancayı aktarıyor.

Rıskulov’un koleksiyonundaki resmi Sovyet belgelerinden birinde «Müslüman kadınlara Ermeniler tarafından tecavüz edildiği» de belirtiliyor.

Tüm yerleşim yerlerinin yıkımı, katliamlar, tecavüzler, soygunlar- Ermeni birliklerinin Orta Asya’daki önceki varlığının hatırasında kalanlardır. Şimdi barış gücü olarak geri döndüler.